Pankreas Tümörü Nedir? Pankreas Tümörü Belirtileri ve Tedavisi


Pankreas Tümörü Nedir? Pankreas Tümörü Belirtileri ve Tedavisi

Pankreas kanseri en sık duktal adenokarsinom şeklinde görülür ve çoğunlukla pankreas başında yerleşir; safra yolu ve pankreas kanal tıkanıklığına bağlı sarılık, malabsorpsiyon ve kilo kaybı sık semptomlardır. Erken evrede özgün belirti vermediğinden tarama ve erken tanı güçtür; tütün kullanımı belirgin bir risk faktörüdür. Tedavinin küratif tek seçeneği uygun hastalarda cerrahi rezeksiyondur ve Whipple ameliyatı ile distal pankreatektomi başlıca yaklaşımlardır. Ameliyat öncesi küçültücü ve ameliyat sonrası destekleyici kemoterapi, rezeksiyon olasılığını artırma ve nüks riskini azaltma amacıyla kullanılır; palyatif tedaviler semptom kontrolüne yöneliktir. Postoperatif bakım; yoğun izlem, etkin analjezi, erken mobilizasyon, tromboz profilaksisi ve beslenme planlamasını içerir. Uzun dönem prognoz, evreye ve biyolojik özelliklere bağlıdır; kişiselleştirilmiş tedavilerle sonuçların iyileştirilmesi hedeflenmektedir.

Pankreas Tümörü Nedir?

Pankreas tümörü, pankreas dokusunda kontrolsüz çoğalan hücrelerden oluşan bir kitleyi ifade eder. Kötü huylu tümörlerin en yaygın tipi duktal adenokarsinomdur ve vakaların büyük kısmı pankreas başında ortaya çıkar. Bu yerleşim sıklıkla safra akımını engelleyerek sarılık, ciltte kaşıntı, koyu renkli idrar ve açık renkli dışkıya yol açabilir.

Kanserin Temelleri

Kanser, hücrelerin büyüme ve ölüm döngüsündeki denge bozulduğunda ortaya çıkar. Genetik değişiklikler hücre bölünmesini hızlandırabilir, komşu dokulara yayılımı ve uzak organlarda metastazı kolaylaştırabilir. Tedavi edilmediğinde organ fonksiyonlarını bozabilir ve sistemik belirtilere yol açabilir.

Pankreas Kanseri Nasıl Gelişir?

Pankreas kanserinde büyüme faktörleri, genetik mutasyonlar ve tümörün çevre dokuyla etkileşimi önemli rol oynar. Tümör dokusu, yeni damar oluşumunu tetikleyebilir ve oksijenin az olduğu ortama uyum sağlayabilir. Pankreas başı yerleşimli kitleler safra yolunu, pankreas kanalı yerleşimli kitleler ise enzim akışını tıkayarak sindirim sorunlarına neden olabilir.

Belirtiler

Hastalık erken evrede genellikle belirti vermez; şikayetler ilerledikçe belirginleşir.

  • Sarılık, göz aklarında sararma ve ciltte kaşıntı
  • Koyu renkli idrar ve açık renkli dışkı
  • İştahsızlık, kilo kaybı ve halsizlik
  • Üst karından sırta vuran ağrı
  • Yeni başlayan diyabet
  • Hazımsızlık, yağlı dışkı ve ishal

Erken Tanı

Günümüzde toplum düzeyinde güvenilir bir tarama testi yoktur ve hastalık özgün yakınmalar gelişmeden saptanamayabilir. Araştırmalar, kan ve dışkı biyobelirteçleri ile ileri görüntüleme yöntemlerinin erken tanıya katkısı üzerine sürmektedir.

Nedenler ve Risk Faktörleri

Kesin neden çoğu olguda bilinmez. En net risk faktörü tütün kullanımıdır. Kronik pankreatit, ileri yaş, bazı kalıtsal sendromlar ve aile öyküsü riski artırabilir. Aşırı alkol tüketimi kronik pankreatite yol açarak dolaylı risk oluşturabilir.

Tedavi Yöntemleri

Kür şansı olan tek yaklaşım, uygun hastalarda tümörün cerrahi olarak tamamen çıkarılmasıdır. Cerrahi kararı; uzak metastaz, büyük damar tutulumunun derecesi ve hastanın genel durumuna göre verilir. Multidisipliner değerlendirme esastır.

Whipple Ameliyatı

Pankreas başı tümörlerinde tümörle birlikte pankreasın bir bölümü, safra yolu, duodenum ve çoğu kez safra kesesi çıkarılır; gerekirse midenin bir kısmı da rezeksiyona dahil edilir. Mide çıkışı korunan veya klasik teknikler hastaya göre seçilir.

Distal Pankreatektomi

Gövde-kuyruk yerleşimli tümörlerde pankreasın sol kısmı ve çevre lenf düğümleri alınır; damarsal komşuluk nedeniyle dalağın çıkarılması sık gerekebilir. Açık veya laparoskopik yöntemle uygulanabilir.

Kısmi Pankreas Rezeksiyonu

Seçilmiş iyi huylu veya düşük dereceli lezyonlarda organ koruyucu, sınırlı rezeksiyon düşünülebilir. Bu yaklaşım deneyimli merkezlerde uygulanmalıdır.

Total Pankreatektomi

Nadir seçilmiş durumlarda tüm pankreasın çıkarılması gerekebilir. Bu işlem kalıcı insülin bağımlı diyabete ve enzim eksikliğine yol açacağından dikkatle endikasyon konur.

Çift Bypass

İlerlemiş ve çıkarılamayan kitlelerde semptom kontrolü hedeflenir. Safra akımı endoskopik stent veya cerrahi biliodijestif anastomozla sağlanabilir. Duodenal geçiş tıkalıysa mide ile ince bağırsak arasında bypass yapılabilir.

Duodenumu Koruyan Pankreas Başı Rezeksiyonu

Kronik pankreatit olgularında ağrı ve kanal tıkanıklığını azaltmak için duodenum korunarak pankreas başında sınırlı rezeksiyon uygulanabilir.

Minimal İnvaziv Cerrahi

Uygun hastalarda laparoskopik/robotik teknikler daha küçük kesi, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme sağlayabilir. Uygunluk bireysel değerlendirmeyle belirlenir.

Kemoterapi ve Radyoterapi

Ameliyat sonrası destekleyici kemoterapi nüks riskini azaltmayı hedefler. Ameliyat öncesi küçültücü tedavi, rezektabiliteyi artırabilir. Ameliyat edilemeyen olgularda palyatif kemoterapi ve seçilmiş durumlarda radyoterapi semptom kontrolü ve hastalık yükünün azaltılmasında kullanılır.

Ameliyat Sonrası Bakım

Ameliyatın ilk saat ve günlerinde yakın takip, ağrı kontrolü, solunum ve dolaşım desteği önemlidir.

Uyanma ve Yoğun Bakım

Erken dönemde kalp-damar, solunum ve böbrek fonksiyonları izlenir; stabilizasyon sonrası servise geçiş planlanır.

Ağrı Yönetimi

Epidural analjezi veya hasta kontrollü analjezi ile etkin ağrı kontrolü sağlanır. Yetersiz olduğunda tedavi ayarlanır.

Fizyoterapi ve Mobilizasyon

Erken mobilizasyon ve solunum egzersizleri komplikasyonları azaltır, iyileşmeyi hızlandırır.

Tromboz Profilaksisi

Hareketsizliğe bağlı pıhtı riskini azaltmak için elastik çorap, erken mobilizasyon ve düşük molekül ağırlıklı heparin kullanılır.

Beslenme Düzenlemesi

Bağırsak fonksiyonları dönene kadar kademeli beslenme uygulanır; gerekirse damar içi destek verilir. Enzim eksikliği olan hastalarda pankreas enzim kapsülleri kullanılır.

Kalıcı Etkiler

Pankreas dokusunda azalma, diyabet gelişimi veya alevlenmesi ile yağlı dışkı gibi malabsorpsiyon bulgularına neden olabilir; diyet, ilaç ve enzim desteği ile yönetilir.

Takip ve Prognoz

Ameliyat ve/veya kemoterapi sonrası takip ilk etapta yaklaşık 3 ayda bir muayene, laboratuvar ve BT/MR görüntüleme ile yapılır. Cerrahi güvenlik artmış olsa da nüks riski sürer; sağ kalım hastalığın evresi ve biyolojisine bağlıdır. Kişiselleştirilmiş, hedefe yönelik tedavilere ilişkin çalışmalar umut vericidir.